Cin / 6: "Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." Rastgele Makale
Nuh Kavmi'nin Helakı ve Hz. Nuh
07/08/2019 Peygamberler 1351 Okunma 0 Yorum

Nuh Kavmi'nin Helakı ve Hz. Nuh

Nuh Peygamberin Gönderilmesi

Hazret-i Adem'den Nuh Kavmi’ne kadar, bazı münferit (kişisel) olayların dışında toplumsal günahlar işlenmedi ve inanç açısından sapıklık hareketleri olmadı. Dünyanın en doğal ve en huzurlu dönemini yaşayan o günün insanları bedensel açıdan sağlıklı, ruhsal açıdan huzurlu ve uzun ömürlü idiler. Yeryüzünde ilk putçuluk hareketi Nuh kavminde başladı. Ved, Suva’a, Yegus, Yeuk ve Nesr adındaki kişiler adına yaptıkları heykellere tapınmaya başlayan Nuh kavmi aşırı derecede sapıtınca, yüce Allah onlara Hazret-i Nuh'u peygamber olarak gönderdiğini şöyle bildiriyor:

'And olsun ki Nuh'u, kendi kavmine peygamber (olarak) gönderdik. (Nuh onlara) 'Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Üzerinize gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum', dedi.' (Araf Suresi 59. ayet)

Hazret-i Nuh, yalnızca yüce Allah'a kulluk edin, başka ilahlar edinmeyin, putlaştırdığınız heykellere tapınmayın deyince, Kavminin önde gelenleri:

'Ey Nuh! Biz seni apaçık bir sapıklığın içinde görüyoruz, dediler.' (Araf Suresi 60. ayet)

Elleri ile yaptıkları heykelleri putlaştıran ve karşılarına geçip onlara tapınan gerçek sapıklar Hazret-i Nuh gibi bir peygambere sapık deyince,

'(Hz. Nuh) Ey kavmim! Bende bir sapıklık yoktur. Çünkü ben, alemlerin Rabbi (olan Allah) tarafından gönderilen bir peygamberim, dedi.' (Araf Suresi 61. ayet)

En uzun ömürlü peygamberlerden biri olan Hazret-i Nuh, en çok eza, cefa çeken ve kavmi tarafından pek çok dövülen ve taşlanan bir peygamberdi. Çaresiz bir annenin çırpınışı gibi durmadan, dinlenmeden kavmini imana davet eden Hazret-i Nuh, dövülüp taşlanmayı göze alarak kavmini açıkça imana davet ederken, bazı onurlu kişileri de geceleri gizlice imana davet ediyordu. Hazret-i Nuh’un insanları hiç kesintisiz imana davet ettiğini gören sapık Nuh kavmi,

'Dediler ki; Ey Nuh! bizimle çok mücadele ettin (uğraştın) ve bu mücadelede ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğin azabı getir bakalım!' (Hûd Suresi 32.ayet)

Nuh kavmi, peygamberleri Hazret-i Nuh'a ve dolayısı ile yüce Allah'a açıkça meydan okuyarak, 'Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğin azabı getir bakalım!' demeleri, gayretullah'a dokundu ve yüce Allah, Hazret-i Nuh'a;

'Bizim gözetimimiz altında ve vahyettiğimiz gibi bir gemi yap ve zalimler hakkında bana hitap etme (af dileme). Çünkü onların hepsi suda boğulacaktır.' (Hûd Suresi 37.ayet)

Gemi Yapılması Emri ve Tufan

Hazret-i Nuh, yüce Allah'ın 'gemi yap' emri üzerine, tebliğ görevini bıraktı ve gemiyi yapmaya başladı. Hazret-i Nuh’un tebliğ görevini bırakıp, denizden uzak bir yerde çok büyük bir gemi yapmaya başladığını gören kavmi, Hazret-i Nuh ile alay etmeye ve O'nun gerçekten sapık olduğunu söylemeye başladılar. Hazret-i Nuh, olağanüstü bir gayretle gemiyi yapmaya çalışırken ve kavmi onunla alay edip gülüşürken, ilahi gazabın öncü belirtileri olan doğal dengeler hızla bozulmaya başladı. Önce ısı dengesi bozuldu ve aşırı sıcaklar başladı. Aşırı sıcaktan ve kuraktan yeryüzü Cehennem'e dönmüştü. Kuraklıktan çatlayan topraklarda bir tek ot bitmiyordu. Su dengesi de bozulmuştu. Gökten bir tek yağmur tanesi yere düşmüyordu. Dereleri, kuyuları kurumuş, korkunç bir açlık ve su sıkıntısı başlamıştı. Rabbü'l-alemin olan yüce Allah, yeryüzündeki suları buharlaştırarak atmosferde depoluyordu ve tufan yaklaşıyordu. Ve yüce Allah buyurdu:

'Derken (tufanla ilgili) emrimiz geldiği ve Tennûr feveran ettiği zaman (fışkırdığı zaman), Dedik ki; her çiftten ikişer tane ve ailen- den üzerine azap sözü kesinleşmemiş olanlarla iman edenleri al, onunla birlikte iman edenler, ancak az kişilerdi ki!' (Hûd Suresi 40. ayet)

Yüce Allah, Tennur (tandır) denilen yerden, yani Hazret-i Havva'nın ekmek pişirdiği taş fırının bulunduğu yerden, tazyikli sular fışkırmaya başladığı an, her cins hayvandan birer çift ile eşin ve oğlun Kenan'ın dışındaki aile fertlerini ve iman edenleri derhal gemiye al buyurdu. Hazret-i Nuh geminin son aşamalarına gelim, gökyüzü kararmaya ve kapkara bulutlar her tarafı kaplamaya başladı. Yeryüzü kararmış, gerilim olmuş ve hava elektriklenmişti. Halk, korku ve panik içinde sağa sola koşuşmaya ve tapındıkları heykellerin (putların) önünde toplanıp, kurtuluşları için onlara yalvarmaya başladılar. Artık iş işten geçmiş, takdir olunan zaman gelmiş ve sapık Nuh kavminin tufanla helak olması için geriye sayım başlamıştı. Derken, Tennur’un bulunduğu yerden korkunç sesler çıkararak sıcak sular fışkırmaya başlayınca, Hazret-i Nuh:

'Binin (geminin) içine dedi. Onun hareket etmesi de, durması da Allah'ın adı iledir. Benim Rabbim, Gafur’dur, Rahim’dir.' (Hûd Suresi 41. ayet)

Hazret-i Nuh önce hayvanları, sonra eşi ve Kenan'ın dışındaki aile fertleri ile, iman edenleri gemiye bindirdi ve en son kendi bindi. Yüce Allah'ın takdiri ile atmosferde depolanan su buharı, aniden yağmur şeklinde yere inmeye başlayınca ve yerden fışkıran sıcak sularla birleşince, bir anda yeryüzü sular altında kaldı. Hazret-i Nuh’un eşi ve oğlu ile birlikte bütün sapıklar feci şekilde boğulurken, kutsal gemi, içindekiler ile birlikte dağlar gibi dev dalgaların arasından yüce Allah'ın adı (ilahi irade) ile akıp gidiyordu. Nereye gideceğini? Ne zaman ve nerede duracağını kimse bilmiyordu! Takdir edilen an gelince, yüce Allah tarafından buyruldu ki;

'Ey yer! Suyunu yut ve ey gök! Sen de (suyunu) tut. Su çekildi ve (ilahi) emir yerine getirildi (ve gemi) Cudi (Dağı'nın) üstüne oturdu.'(Hûd Suresi 44. ayet)

Dağ gibi dalgaların arasında ve aylarca süren heyecanlı bir yolculuktan sonra, gemi Cudi Dağı'nın üstüne oturdu. Hazret-i Nuh ve beraberindekiler aylar sonra ilk defa karaya ayak bastılar ve secdeye kapanıp, şükür namazı kıldılar.


Etiketler
  • #Peygamberler
  • Yorum Yaz
    Yorum yazabilmek için lütfen kayıt olun yada giriş yapın
    FORUM SON KONULAR
    FORUM SON YORUMLAR
    EN SON ÜYE OLANLAR