Cin / 1: De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik" Rastgele Makale
Esrarengiz Olaylar #2 - Her şeyin Bittiği ve Tükendiği Sanılan Bir Anda
03/06/2019 Esrarengiz Olaylar 1425 Okunma 0 Yorum

Esrarengiz Olaylar #2 - Her şeyin Bittiği ve Tükendiği Sanılan Bir Anda

Tarih: 16/01/1996
Yer: Mersin
Olayı Yaşayan: Feride Unsal
Olayın Adı: Her şeyin Bittiği ve Tükendiği Sanılan Bir Anda

19 Eylül 1975'de felaketlerin tam ortasında bulmuştuk kendimizi. Öyle ki, her yeni başlayan günden korkar olmuştuk.  Bu gün ne olacak, hangi felaket gelip bizi bulacak düşüncesi ve paniği ile yaşıyorduk. Haksız da sayılmazdık. 3 ay ara ile anne-babamı kaybetmiş, emekli maaşımın bağlanması uzadıkça uzamış, ev sahibimiz evi satmış, çok uzak bir akrabamın evine bir kaç parça eşya ve iki kız kardeşimle birlikte sığınmıştık...

Başımıza gelenler bunlarla kısıtlı değildi...

Ciğerlerinden rahatsız olan küçük kız kardeşimin, devamsızlık nedeniyle çok sevdiği okulundan kaydı silinmişti. Kendisinin ciddi bir tedavi görmesi için, bir an önce hastaneye yatması gerekiyordu.

Dayanacak gücümüz kalmamıştı.

O gece daha fazla direnmenin anlamsız olduğunu düşündük. Sabah Taşıtcıma gidip, el ele tutuşup, denize atlayıp anne ve babamıza kavuşmanın en kısa ve en doğru yol olduğuna kara verdik. Ve birbirimize sarılarak uyuduk...

Sabaha karşı rüyamda babamı gördüm. Babam sevgi dolu bir sesle ve büyük bir kararlılıkla şöyle diyordu:

'Feride seni ve kız kardeşlerini çok güzel günler bekliyor. Biraz daha dayanın ve Ankara'ya gidin...'

Heyecanla uyandım, babamı görmek ve onun sesin duymak, bana öylesine huzur ve güven vermişti ki... Peki ya Ankara? Kim vardı Ankara'da? Nasıl gidecektik? Küçük kardeşim hastaydı ve yarın okullar açılıyordu... Ankara'da bizi ne bekliyordu? Kardeşim liseye tekrar başlayabilecek miydi?

Her şey o kadar imkansız görünüyordu ki...

Birden aklıma babamın hep bahsettiği askerlik arkadaşı Kayserili Saim Kaya geldi. Ondan hep can kardeşim diye bahsederdi. Olabilir miydi böyle bir mucize.

Hemen kız kardeşlerimi uyandırdım...

Ankara'ya gitmek istediğimizi söylediğimde; yanlarında kaldığımız uzak akrabalarımız nedenini bile sormadan bizi Ankara'ya giden otobüse bindirdiler.

Meçhul bir akıbete doğru yola çıkmıştık...

Benim içimde ise, o güzel 17 Eylül sabahının özel bir gün olduğunu ve bütün sıkıntıların sona ereceğini hissettiren garip bir duygu vardı. İşte içimdeki bu sesin peşinden gidiyorduk. Bu bizim belkide son şansımızdı.

Bilinmeyen numaralardan gazetesi Saim Kaya'nın numarasını bulduk. Olanları kendisine anlattık. Yanına gelmek istediğimizi bildirdik. Bize nasıl yaklaşacağını merakla bekliyorduk.

Bizi garda karşılayan o melek insan,  3 kızın hayata tekrar merhaba deyişinin tek mimarıdır...

Aradan 21 yıl geçti. Hepimiz iyi kötü bir meslek sahibi anneleriz... Ne zaman otobüs terminaline gelsem; bilinmeyene doğru yola çıktığımız o ürkek halimizi hatırlarım... Evet, hayat bir sınavsa, o sınavı başarıyla geçtiğimize inanıyorum...

Kaynak: www.cinleralemi.net

Yorum Yaz
Yorum yazabilmek için lütfen kayıt olun yada giriş yapın
FORUM SON KONULAR
FORUM SON YORUMLAR
EN SON ÜYE OLANLAR