Bazı cin alimleri demişlerdir ki: Bir şahıs bir duaya devam ederse ve o duaya ait olan bu cin, emirlerini yerine getirmezse o cin yanar. Bir şahıs belli cümleleri veya kelimeleri düzenli ve sayılı bir şekilde tekrarlayacak olursa beyninden yayılan elektromanyetik dalgaları sayesinde karşı taraftaki şua dalgaları uygun olan cin üzerine etki yapar. Emri altına alır ve bu şekilde bu cin varlığına 'hüddam' denilir. Yani cin bu şahsın emri altına girmiştir. Eğer bu cin verilen emirleri yerine getirmezse ve o şahıs düzenli ve sayılı kelimeleri sürekli olarak tekrarlarsa o zaman şualardan oluşan dalgalarla o cinin vücudu tahrip olur ve parçalanır. Yani yanar.
Fıkhi yönden cin yakmak insanları öldürmekle aynı hükümdedir. Ancak evlere girerler, insanlara maddi ve manevi zarar verip insanların yaşamlarını tehlikeli boyuta getirirlerse, gerekli ihtarlara uymadıkları takdirde cin yakmak caiz olur. Çünkü cinler Müslümanların evine girmeyeceğiz diye Peygamber Efendimiz'e (sav) söz verdiler. Eve girince sözlerini bozmuş olurlar. Önce 'İrci bi-iznillah' diyerek ihtar etmeli, gitmezse öldürülmelidir. Seanslarda, cinler önce musallat olduğu hastanın vücudunu terk emesi için ikna edilir, Hatta, önce eğer Müslüman değilse hak dine çağrılarak kendilerine tebliğ yapılır. Hastadan çıkmamakta direnirse, zorla çıkartılır. Eğer sayıları çoksa ve özellikle satanist ve ateistlerse yakılmak zorunda kalınır... Çünkü özellikle ataist cinler ve satanist cinler sahip oldukları kişiyi intihara kadar sevk edebilmektedirler. Kaynak: Volkan Kemal Ergenekon
